İskemik kalp hastalığı ( koroner arter tıkanması, daralması, kalp krizi vs.) ve egzersize bağlı aritmileri bulunan hastaların araştırılmasında kullanılan değerli bir yöntemdir. Ancak egzersiz EKG'sinin doğru yorumlanması; tanı için büyük önem taşır.

→ Egzersiz EKG'sinin yarlı olacağı durumlar: 

  • Göğüs ağrısı olan kişiler,
  • Risk faktörlerine sahip olan kişiler (sigara, obezite, hipertansiyon, şeker hastalığı, ailede kalp hastalığı, hiperkolestrolemi, stresli kişilik yapısı vb.)
  • Enfarktüs sonrası risk değerlendirilmesi,
  • Egzersize bağlı aritmilerin değerlendirilmesi,
  • Kalıcı pace maker(kalp pili) ihtiyacı araştırılması,
  • Egzersiz töleransının araştırılması,
  • Tedaviye yanıtın araştırılması,

Egzersiz testinin yapılışı esnasında ve test sonrasında azda olsa risk mevcuttur. O nedenle hastalar, mutlaka ilgili uzman hekim tarafından değerlendirilerek, uygun ortamda teste tabi tutulmalıdır. Egzersiz EKG'sinden önce hastaların aldıkları tedavileri (antianginal, göğüs ağrısı ve antihipertansif tedavi) 3 gün önce kesmeleri gerekmektedir. Ancak testten 1 saat öncesine kadar; dil altı alınabilir. Test ortamında oluşabilecek her hangi bir tehlikeli durumun önlenebilmesi için, CPR konusunda bilgili kişiler ve gerekli donanımın bulunması gerekmektedir. Test için bir çok protokol uygulanabilir.

Sıkça kullanılanlar: Bruce ve Modifiye Bruce protokolüdür. Test esnasında hasta, koşu bandı üzerine alınarak EKG kabloları bağlanır, banttın hızı ve eğimi belli sürelerle arttırılarak hasta yürütülür ve EKG'si takip edilir. İşlem esnasında EKG ve kan basıncı değerlendirilir. Yaklaşık 5-10 dakika süren yürüme periyodu sonrası, 5 dakikalık bir dinlenme dönemini takiben test sonlandırılır. Test esnasında ulaşılmak istenen hedef hastanın kalp hızıdır. Kalp hızı, hastanın yaşı 220 den çıkarılarak bulunan rakamdır. Bu rakama ulaşılınca, test sonlandırılır. Ancak hastanın isteğine bağlı; yada başka durumların ortaya çıkmasıyla, test doktor tarafından sonlandırılır.

Egzersiz EKG'si doğru uygulanıp yorumlandığında, kalp krizi geçirme riski, kalp damarlarındaki tıkanıklıkların varlığı ve yine kalp krizi sonrası ne tür bir tedavi uygulanacağı konusunda çok önemli fikirler verebilir. Bütün bunlara rağmen testin kesin tanı koydurucu özelliği sınırlıdır. Test uygulanan 100 hastadan ancak 80 tanesinde hastalık saptanabilir. O nedenle bazen efor testi negatif bulunsa da, daha ileri testlere ihtiyaç duyulabilir. İşte bu testlerden en değerlisi talyum ve teknesyum sintigrafisi (spect ) yöntemidir.